ŞİMDİ HERKES SUSSUN 2
Şimdi herkes susacak,toplama kampında esir gibi olan Temmuz ortasında üşüyen kadınlar konuşacak,onlar aşktı yardı yarındı,onlar eşleri gibi asker olan kadınlar,onlar hala eşlerine ilk gün gibi aşık kadınlar
KARDELEN HANIMIN MEKTUBU...
Kesintisiz 8 yıl güneydoğu Silopi Şırnak ve geçici görevler Şırnak Hakkari , Şırnak üst bölgeler Irak, sonrası tercih dışı tayinle yıllar önce Adapazarı depreminde, eşimin 6 ay görev yaptığı,Sakarya ya tayin edildik,ilk gün eşim beni sokak sokak gezdirip, depremde buraların ne halde olduğunu anlattı, eşim ile o deprem zamanında arkadaştık, o da Niğde Bor'da görev yapıyordu, acil olarak 1 tır dolusu yardım malzemesi ile Sakarya ya gitti, çadır mutfak banyo kurdu, yardım çalışmalarına katıldı, çıplak elleriyle taşın toprağın altından can çıkaran eşimin döndüğünde tırnakları yoktu, yıllar sonra bu şehirde sesimizi duyan var mı? diye bağıran biz olduk, sesimizi duyanda oldu. Duymayanda...
Eşim o lanet gece saat 21:30 civarı,önce tatbikat diye çağrıldı, tabancası her zaman olduğu gibi evde ve benim sakladığım yerdeydi, istemedi, çünkü noter sözleşmeli uzman erbaşların silah taşıması yasak, bu tabancayı devlet vermez,isteyen kendi parası ile alır, saat 21:45 de ise Güney lojmanları olarak bilinen uzman erbaş astsubay ailelerinin kaldığı lojmana bir gurup asker geldi, terör saldırısı ihbarı var,bomba yüklü araçla saldırı olacak,içeri girin,hedef teşkil etmemek için elektriklerinizi ve televizyonlarınızı kapatın dediler,Güneydoğuda 8 yıl kalmış,terör olayları ve saldırılarına uğramış bir aile olarak ne deniliyorsa onu yaptım,bize söylenenleri eşlerimize haber verdik,lojmanda olanları anlattık,eşim bir telefon görüşmemizde bizi tugaya getirdiler ne dedikleri belirsiz bir terör saldırısı diyorlar bir tatbikat,sen ne söyleniyorsa onu yap,çocukları al mutfağa geç,bir saldırı olursa mutfak balkonundan çıkarsınız,hakkını helal et deyip kapattı,eşim o gece kendisine alarm tatbikatı denildiği için,bozuk G3 ünü ve boş şarjörünü alıyor,mühimmat almıyor,tabancası zaten evdeydi,ve bu şekilde valiliğe terör saldırısı ihbarı var,herkes araçlara hayvanlar acele edin hakaret ve küfürlerle alelacele sivil minibüse bindiriliyor,valilik kam püsü ne yaklaştıklarında kendilerine doğru ateş eden birilerini görüyorlar ve minibüsten inip kampüs dışındaki otluk alana doğru koşuyorlar,civardaki evlerine giden 2 vatandaşla konuşuyor,eşime ne terör saldırısı darbe oluyor seni kandırmışlar,hiç kimseye güvenme buraya saklan diyorlar,ve eşimi yarım insan boyundaki otların arasına saklıyorlar,eşim bir süre sonra arkasından bir ses duyuyor,uzman arkadaşlarından birisini görüyor,bu uzman neler olduğunu öğrenmek için saklandığı yerden çıkıyor,o gittikten sonra eşimde otluk alana doğru koşan bölük komutanını görüyor,saklandığı yerden çıkıyor ve oradan uzaklaşmak için araç arıyorlar,onların uzaklaştığını gören darbeci albay gelen vatandaşlara ateş etmelerini darbe olduğunu emre uymayanların sıkı yönetim mahkemelerinde yargılanıp idam edileceği tehdidinde bulunuyor,eşim ister idam ettir ister vur hiç bir emrine uymuyorum diyor,bu arada arkadaşımla eşlerimize ulaşmaya çalışıyoruz,eşim ile yaptığım en son konuşma bu esnada oluyor, nefes nefese burada başka şeyler oluyor,emre uymuyorum idam edileceğiz,çocuklarım sana emanet onlara iyi bak,hakkını helal et deyip telefonu kapattı,sonrada kendisi gibi emre uymayan askerlerle TVde yapılan açıklamalardan olanlardan habersiz daha TVde tek bir komutan dahi darbe karşıtı açıklama yapmadan önce kimseden darbe karşıtı emir talimat uyarı almadan kendileri bir ambulansla Yeni kent polis karakoluna gidiyorlar,kandırıldıklarını anlatıp darbe emrine uymadıklarını devletin yanında olduklarını söylüyorlar polisler teşekkür ediyor,sarılıyorlar su veriyorlar,bu anlattıklarımın hepsi karakol kamera kayıtlarında var,eşimle son telefon görüşmemizden sonra evimde askeri hat olmadığı için lojman nizamiyesine koştum,nöbetçi uzmanda hiçbir şey bilmiyordu. Tugay haber merkezini askerî hattan aradık. Nöbetçi uzman telefona çıkan kişiye komutanım bir durum var... neler oluyor' diye sorduğunda 'biz de ne olduğunu bilmiyoruz' cevabını aldık. 2-3 kez aradık ama her seferinde aynı cevap verildi. 'Biz de ne olduğunu bilmiyoruz'
Uzatmayayım detaylara girdikçe delirecek gibi oluyorum!
Ki zaten şuan da da psikolojik olarak hiç iyi durumda değilim...
Eşim hiçbir suçu günahı yokken 25 ay tutuklu yargılandı. Bu 25 ay boyunca her telefon görüşmemizde 'ben suçsuzum. Bu ortaya çıkacak. Karar günü çocukları ve valizimi getir' derdi.
Bu süreçte avukat tutmak, borçları ödemek, çocuklarıma bakabilmek, eşime harçlık gönderebilmek ve kimseye muhtaç olmamak için borç harç kredi çekerek aldığımız ve henüz borcu devam eden evimizi sattım.
Rahmetli babamdan kalan hayatta satmam dediğim tarlamı satmak zorunda kaldım.
Ben 2 küçük çocuğumla hayat mücadelesi verirken bu milletin askerini rütbesini, konumunu kullanarak yalan dolanla kışladan çıkaran, suç işlemeye zorlayan, idamla tehdit eden, vatandaşları vuran komutan kılıklı darbeci albayın emekli edilip maaşa bağlandığını, bu haine bunlarda yetmezmiş, vatana hizmet etmiş de aldığı maaşları haketmiş gibi Oyak parası verildiğini, eşinin hâlâ devlet memuru bir öğretmen olarak görevine devam ettiğini öğrendim.
Ben çocuklarımla hiçbir suçumuz yokken bu köpeklerin işlediği suçun utancını yaşarken, dışlanırken, çocuklarım okullarında aşağılanırken, çocuklukları, gelecekleri damgalanmışken, maddi manevî sıkıntılarla boğulurken bu köpekler, bu hainler duruşma salonlarında sırıtarak dolanıyorlar, aileleri hiçbir maddi manevî sıkıntı yaşamadılar, yaşamıyorlar.
Eşim 3 yıldır dışarıda yeri geldi hamallık yaptı, yeri geldi tarlada amelelik yaptı. Vurulan damga nedeniyle kimse iş vermiyor. Bulduğu işlerde başına gelen duyulduğunda ya bir bahaneyle işten çıkarıldı ya da o aşağılanmayı yaşamamak için kendisi işi bırakmak zorunda kaldı.
Artık TSK 'dan atıldığı öğrenildiği için başka şehirlerde geçici işler buluyor. Yaşadığımız ilçe çok küçük. Kimse suçsuz olduğunu değil üzerine vurulan damgayı görüyor. Çalışmaya gittiği şehirlerde yeri geliyor kamyon kasalarında, yeri geliyor depoda yatıyor.
20 yıl TSK'nde onuruyla şerefiyle görev yapan eşim komutan kılıklı darbecilerin, fetöcülerin işlediği suçun cezasını çekiyor.
Eşim darbenin seyrine göre hareket eden ikircikli komutanlardan değildi
Emri altında asker yoktu, kimseyi kandırarak kışladan çıkarmadı. Darbe toplantılarına katılmadı. Darbe planı yapmadı, yıllar önce çıplak elleriyle taşın toprağın altından çıkardığı insanlara silah dogrultmadi. Darbenin seyrinin belli olmadığı erken bir saatte, daha tv de tek bir komutan dahi darbe karşıtı açıklama yapmadan önce, kimseden darbe karşıtı bir emir talimat uyarı kalmadan idam edilmeyi göze alıp, darbeye karşı gelip, devletin yanında olmak için daha olaylar başlamadan kendisi polis karakoluna gitti
Beraat etmek hayatimizda hiçbir şey değiştirmedi.
Çocuklarım hâlâ babalarını göremiyorlar.
Çünkü beraatini değil üzerine vurulan terörist damgasını bilenler iş vermedikleri için ya da durumunu sonradan öğrenenler işten çıkardıkları için eşim daha fazla dayanamayil başka başka şehirlere çalışmaya gidiyor.
Hamallık, tarlalarda amelelik, şoförlük bulursa kamyon şoförlüğü yapiyor. Kamyon kasalarinda, depolarda yatıp kalkıyor.
Artık iadei itibar verilmesini üzerimizde ki bu lanet damgadan kurtulmayı istiyoruz.
Dayanacak gücümüz psikolojimiz kalmadı.
Aynı davada aynı maddelerle yargılanıp aynı maddelerle beraat eden astsubay ve subaylardan Ohal Komisyonu ile göreve iade olup bu damgadan kurtulanlar var ama aynı davada aynı maddelerle yargılanıp aynı maddelerle beraat eden eşim ve eşim gibi darbeden habersiz sözleşmeli uzman erbaşlara hem fetö hem darbe suçlamalarından beraat ettikleri halde idare mahkemeleri "kandırılarak kışladan çıkarılmalarını' fetö kriteri olarak değerlendirip işe iade davalarına ret kararı veriyor.
Yıllar önce depremde Sakarya'da taşın toprağın altında kalanları kurtarabilmek için 'SESİMİ DUYAN VAR MI? diye bağıran, bir insanı canlı çıkarabilmek için elleriyle tırnaklarıyla taşı toprağı kazıyan eşim. şimdi kendi sesinin duyulmasını istiyor ve şimdi o bağırıyor ' SESİMİ DUYAN VAR MIIIII?
Allah yardımcınız olsun 20 yıl vatana hizmet et şerefsizlerin yüzünden perişan ol sizler perişan olduktan sonra adalet geç gelse ne olacak yazık olmuş geçmiş olsun
Şimdi başını ellerinin arasına alıp düşünsünler kul hakkı ne büyük bir vebaldir Allah yar ve yardımcınız olsun Kardelen hanım
Yazık oldu böyle askerlere. 15 Temmuzdan sonra valiliğe gidenler böyle askerler olduğunu anlatıyorlardı. Allah yardımcıları olsun. Darbeyi yapanlar kârlı çıkmışlar en agir cezaları almalari lazimdi. kandirdiklari askerler aileleriyle perişan olmuş.