ESNAFIN HALİ PERİŞAN… HAMAM SİYASETİ…
SESOB Başkanı Hasan Alişan SESOB binasında, “Pandeminin Normalleşme Süreci Adımları” ile ilgili basın toplantısı düzenledi.
Başkan Alişan’ın düzenlediği basın toplantısına SESOB yönetiminde bulunan oda başkanları ve basın mensupları katıldı.
Başkan Alişan toplantıda ülkemizi ve şehrimizi 1 yıldır tehdit eden Covid 19 salgınında esnafın perişan halini anlattı.
Başkan Alişan, Sakarya şehri olarak normalleşme adımlarını atmak için, tedbirlerin elden bırakılmaması ve risk renginin maviye döndürmek için, Sakarya şehrini Covid 19 ile topyekun mücadeleye çağırdı.
Başkan Alişan’a göre Sakarya’da sürecin normalleşmesi sağlanmazsa, bu şehir büyük bir ekonomik yıkımla karşılaşır!
Bir yıldır devam eden salgın hastalık şartları altında ezilen esnaf ve sanatkar, hayatta kalma mücadelesi veriyor!
Bir yıldır dükkanı kapalı olan esnaf, borçlanarak yaşamaya çalışıyor!
Esnaf ve Sanatkarlar borçları yüzünden, alacaklıların yüzüne bakamıyor!
Böyle giderse esnafı Covid 19 öldürmese de borçlarından ötürü ortaya çıkan dertleri öldürecek!
Esnaf ve Sanatkarların dükkanı Pandemi kapsamında kapalıyken, zincir marketler açık!
Hasan Başkan, oto lastiğinden elektronik ürünlere kadar birçok ürün satan zincir marketlerin oluşturduğu haksız rekabeti, DANIŞTAY’A taşıdı!
Okullarda yüz yüze eğitim başlıyor. Hafta sonu kırtasiyeci esnafı kapalı, fakat kırtasiye ürünleri satan zincir marketler açık!
İşte bu yüzden Hasan başkan bu haksızlığı DANIŞTAY’A taşıdı!
Başkan Alişan, basın toplantısında esnafın sıkıntılarını anlatırken, devleti yönetenlere çatmadı!
Başkan sorunlara çözüm ararken siyaset yapmadı!
Hasan başkan konuşmasının başında, Devletimizin ilgili mercileri çeşitli destek ödemeleri, ödenekleri ve uygun faizli kredilerle esnaf ve sanatkarlara bir nebze nefes alma fırsatı vermiş olsa da, sürecin bu şekilde devam edemeyeceği artık net bir şekilde belli olmuştur, diye konuşarak Ahilik ahlakından örnek sundu!
Ahilik kültüründe birlik beraberlik ve kardeşliğin mayası vardır!
Bu maya sayesinde aziz Türk milleti cihan devletleri kurdu!
Ahilik kültürünün yaşaması için esnaf ve sanatkarın yaşaması şarttır!
İşte bu yüzden Koronavirüsün faturasını esnaf ve sanatkarlara ödetmek doğru değildir!
Büyük işadamlarına cömert davrananlar, söz konusu esnaf olunca cimri kesiliyorlar!
Hasan başkanın feryadını siyasetçiler duymuyor!
Siyasetçiler, esnaf ve sanatkarın perişan halini görmüyor!
TBMM’nde körler ve sağırlar birbirini ağırlıyor!
Olan esnaf ve sanatkara oluyor!
Yıllardır dile getirilen esnafı ezen, ekmeğini küçülten gross marketlerle ilgili esnafı rahatlatan çalışmalar yapılmadı!
Esnafın oyunu alana kadar esnafla birlikte olan siyasetçi, meclise girince esnafın dertlerini unutuyor!
Bu unutmada ceylan derisinden yapılan koltuklar mı yoksa mecliste teneffüs ettikleri hava mı etkili? İşte bu bilinmiyor!
Bu ülkede iktidarlar değişse de, esnaf ve sanatkarın kaderi bir türlü değişmiyor!!!
Esnaf ve sanatkarların, TC Devletinin ana unsurlarından biri olduğunu unutanlara inat, esnaf olmaya, esnaf kalmaya devam…
*****
HAMAM SİYASETİ…
Sakaryaspor sevgisi başkan Babaoğlu’nu tribüne çıkardı!
Başkan Babaoğlu, Rize’nin Pazar ilçesine giderek Sakaryaspor’a destek verdi!
Başkan Babaoğlu, Pazarspor maçının galibiyet primini üstlenerek, alınan galibiyette pay sahibi oldu!
Başkan Babaoğlu’nun Sakaryaspor sevgisini kıskananlar, dedikodu kazanını kaynatmaya başladılar!
Bu şehirde Turgut Babaoğlu fobisi var!
Bu fobi yüzünden laf olsun, torba dolsun misali muhalefet yapılıyor!
Adam Sakaryaspor’un başarılı olması için pirim veriyor. Hemen ortaya aslı astarı olmayan, altı boş yalan iddialar ortaya atılıyor!
Hendek Belediyesi arsa satışlarından kazandığı paraları Sakaryaspor’a aktarıyor, diye yalanlarla dolu dedikodular dolaşıyor etrafta…
Belediye kasasından Sakaryaspor’a para çıkacaksa, Sakaryaspor’a yardım kararı alınacaksa, meclis üyelerinin onayı gerekir. Başkan Babaoğlu tek başına belediyenin bir kuruşunu değil Sakaryaspor’a hiçbir yere veremez!
Bu dedikoduyu yapan siyasetçiler, başkan Babaoğlu’nun uzaktan eğitim için dağıttığı tabletleri neden konuşmuyorlar?
Dağıtılan onlarca tabletin ödemesini kimin yaptığını niye sormuyorlar?
Bunların siyaseti hamam siyaseti!
Eskiden hamamda toplanan kadınlar, haftalık ve aylık dedikodularla mahallelerinde algı oluştururlarmış!
Yalan yanlış dedikoduya dayalı siyaset yapanlarında hamama gitmeleri şart!
İyi bir tellakın yapacağı güzel bir keseyle bu siyasetçilerin üzerindeki siyasi kirleri temizlemeli!
İşin latifesi bir kenara, dedikodu küçük insanların işi!
Küçük insanlar kişileri, normal insanlar olayları, büyük insanlar fikirleri tartışır!
Küçük insanlar, dar bakışlıdır ve onların algıları alt düzeydedir! Onlar sadece kusurları görürler!
Kusurlar üzerinden siyaset yapan küçük insanlar, bulundukları camialarda ne fikir ne de proje üretemezler!
Büyük insanların algıları üst düzeydedir!
Büyük insanlar görev bilinciyle fikir üretir, tartışır ve uygulanması aşamasında sorumluluk alır!
Turgut Babaoğlu fobisi yüzünden küçük insanlar, karpuz kabuğunu görmeden denize giriyor!
Sayın başkan!
Al elmaya taş atan çok olur!
Sen çalışmalarına ve bu şehri sevmeye devam et!
İtle yatan, bitle kalkar!
Gün gelir dedikodu yapanlar, yaptıklarından pişman olarak senin yüzüne, yüzleri kızararak bakarlar!
Her ne kadar bu şehirde kişilerin dedikodusunu yapan küçük insanlar olsa da, fikir üretip, fikirleri tartışanlarda var!
Sayın Orhan Topçu. Bu memkeket 85 milyon nüfusa sahip ve binlerce resmi kurum ve birimlere, milyon adet memur, işçiye vs sahip. Ayrıca binlerce iç ve dış mihrakın ülkemizin aleyhinde çalışmalar içinde olduğu zatıalinizce de malumdur. Ancak. Bekara karı boşamak kolay gelir, sözünü atalarımız boşuna söylememiş. Kendi işyerindeki üç beş çalışanını hakkıyla idare edemeyen alın terinin hakkını vermeyen, evindeki hanımına üç beş çocuğuna söz geçiremeyenler nedense kendilerine mikrofon uzatıldığında.ellerene kalem,klavye verildiğinde, kahve köşelerinde , devlet idaresi ile ilgili bilip bilmeden kendi şahsi menfaatları veya siyasi görüşleri doğrultusunda konuşup duruyorlar. KEndi babalık,annelik.vatandaşlık ve kul olarak insanlık görevlerini yerine getirmeyenler,getiremeyenler başkalarını çok rahat eleştiriliyor.BU başkalarını eleştirme hastalığı, içinde bulunduğumuz bu zamanın , madden aşısı olmayan ,ilacı üretilemeyen hastalığı gibi görülüyor. Kovitten daha tehlikeli ve uzun ömürlü bir hastalık. Velhasıl kelam, Çuvaldızı kendinişe iğneyi başkasına batırın atasözünü düstur edinerek önce kendimizin eksikliklerini hatalarını insani ve vatandaş olarak devlete ve millete o*** görevlerimizi tam.yaparsak böyle imtihanlardan Allah'ın izniyle kazanarak çıkacağımızı ümit ediyorum.ALlah elnde kalem,klavye,makam,güç, o***lara insaf,vicdan , merhamet,adalet duygusu versin.selam ve dua ile