Bayramı yaşamak ve yaşatmak...

TAKİP ET

Herkesin okuması gereken bir yazı.Bu yazıyı okuyanlar, bayramın tadına varır!... Hamza Efe'den müthiş bir bayram yazısı!...

Bayramı yaşamak ve yaşatmak…

Bir Kurban bayramı daha yaklaştı güzellikleriyle görevleriyle ve adetleriyle tüm milletimizin özellikle çocuklarımızın hasretle beklediği o kutlu günlerden birisi.

Sizlere kurban nasıl kesilir, kaç hisse olur, kimler kurban keser konularından bahsetmeyi düşünmüyorum zaten bunlardan bahseden çok ve eminim benden daha yetkin ve konu üzerinde uzman kişiler var zaten. Ben sizinle işin arka yüzünü değerlendirmek istiyorum.

Kurban kesmek durumu olanlar için dini bir görevdir. Bu görevi yerine getirirken başka görevleri unutmamak, bir görevi tamamlayacağım derken başka değerleri görmezden gelmemek lazım bu konuda birkaç anekdotumu paylaşayım;

Bayram yaklaşırken Hendek trafiğinin artacağı malumunuz şu haliyle bile çile olan park sorunu Arife gününde zirveye ulaşacaktır. Sonrasında gelsin kavlalar, kazalar hatta şu cümleleri duyar gibiyim “Buraya da park yapılır mı kardeşim”, ”Yol hakkı benim geri git.”, “El kol hareketi yapma lan”, “Koskoca arabayı görmüyor musun?”. Peki kaseti biraz geri saralım hem de bayağı geri. Bu şehirden sorumlu olanların caddeleri sokakları uygun şekilde hazırlamamaları, geleceğin şehirlerini şekillendirmeyi geçtim bu günü inşa etmekte aciz kaldıkları aşikâr. Yaşanılan bu nahoş olayların asıl kaynağı bu olsa gerek. Hasta olmadan hastalık yapan unsurları ortadan kaldırmaya uğraşsak sonrasında acı reçetelere ve bir adı da zehir olan ilaçlara mecbur kalmayız herhalde. Bizler yine de araçlarımızı başkalarına engel olmayacak şekilde park etmeye, insanlara yol vermeye, diğer şoförlere karşı anlayışlı olmaya çalışsak Kurban bayramının mahiyetinden uzaklaşmamış oluruz. Emin olun kazanan biz oluruz.

Aynı zamanda bayramı bir tatil olarak görmekte bir sakınca olduğunu düşünmüyorum. Güneş, kum, deniz üçlüsü yerine Büyüklerimiz, akrabalar, dostları üçlüsünü tercih etmek gerek. Yetimlerimize her daim yanlarında olduğumuzu hissettirmek, çocuklarımıza hiç unutamayacakları bayramlar yaşatmak burada bir parantez açıyorum çocuklara böyle güzel bayramlar yaşatmanın formülü pahalı hediyelerden ziyade onları sevdiğinizi söyleyip bunu onlara hissettirmekten, onlarla vakit geçirip oyunlarına katılmaktan geçer emin olun size de iyi gelecek.

Kurban bayramında dikkat edilmesi gereken durumlardan biride kurban etini ihtiyacı olanlara, komşular ve yakınlarımıza dağıtacağız elbet ama benim altını çizeceğim nokta eti kime veriyorsak verelim sanki lütufta bulunmuşçasına bir edayla değil de Rabbinin rızasını kazanma arzusunda olan bir kul edasında tevazu içinde vermek gerek. Siyah poşetlere koyulmuş atık gibi değil de, uygun ve sağlıklı paketlenmiş bir hediye gibi sunmak sizce de daha hoş değil mi?

İyi bir bayram geçirmek için alçak gönüllü olmak, hoşgörülü olmak ve en önemlisi sevdiğimiz kim olursa olsun anne, baba, çocuk, eş, akraba, arkadaş onları sevdiğimizi yüzlerine karşı samimiyetle söyleyebilmek. İşte bunlar bayramla gelen güzel bir tatilin formülü.

Bayramı bayram yapan değerlerin farkına varmamız dilekleriyle gönüller Sultanı Mevlana’nın bir sözüyle bitirmek istiyorum.

“Küsmek ve darılmak için bahaneler aramak yerine

Sevmek ve sevilmek için çareler arayın”

İyi Bayramlar!