MÜSİAD, Bayraktepe Tesislerinde Karpuz Yemiş...

Sürekli olarak Bayraktepe tesislerinde yemek yenmediğini ve toplantı yapıldığını söylüyor. Ben de kendisine paylaşılan fotoğrafta, ekmek var dedim. Yemek yenmeyecekse yemek servisi niye açıldı? Diye sordum. MÜSİAD'IN yetkilisi bombayı patlattı? Ama ne bomba!!! Orada yemek yenmedi, karpuz yendi! Demez mi...

Bugün Bizim Sakarya Gazetesinde yazmış olduğum köşe yazısında MÜSİAD'IN Bayraktepe Tasislerinde vermiş olduğu yemekten bahsettim. 
Yazdığım köşe yazısı ile ilgili saat 18:50'de kendime ait olan cep telefonuna çağrı geldi. Cevapsız çağrıyı gördükten yaklaşık 1 saat sonra kendilerine dönüş yaptım. Telefonu açan şahsa kendimi tanıttım ve beni neden aradınız? Diye sordum.
Telefona cevap veren kişi kendisinin MÜSİAD da görevli olduğunu söyleyerek, beni bugün yazmış olduğum yazıyla ilgili aradığını söyledi ve başladı konuşmaya. Ona göre yapılan haberler yalan, Bayraktepe Tesislerinde yemek yenmemiş, orada toplantı yapılmış, mış mış mış mış...Adam makineli tüfek gibi konuşuyor. Kendi soruyor, kendi cevaplıyor...
Bir ara yazınızda FETÖ'den bahsetmişsiniz, sonra bizim yemeği yazmışsınız, demez mi?
Ben de kendisine FETÖ ile yemeği karıştırma. Ne yani yemekte FETÖCÜLER mi vardı? Sen yazıyı iyi okumamışsın. Yada anlayamamışsın. Ben Temmuz ayında olan olayları köşe yazımda anlattım. Sivas, Bağlarbaşı, FETÖ, Hendek'te meydana gelen olayları anlatarak, yazımın en son bölümünde Bayraktepe Tesislerinde verilen yemekten bahsettim, dedim.
MÜSİAD'IN yetkilisi arkadaş bizi dinlemiyor. Sürekli olarak Bayraktepe tesislerinde yemek yenmediğini ve toplantı yapıldığını söylüyor. Ben de kendisine paylaşılan fotoğrafta, ekmek var dedim. Yemek yenmeyecekse yemek servisi niye açıldı? Diye sordum.
MÜSİAD'IN yetkilisi bombayı patlattı? Ama ne bomba!!!
Orada yemek yenmedi, karpuz yendi! Demez mi...
Konuşmanın sonlarına doğru, Haber yaparken kendilerine sormamız gerektiğini, haberi kaldırmamızı, yemek konusunda yalan haberlerin yapıldığını sürekli tekrarlayarak söyledi. Bende kendilerine beyefendi siz benim üzerimde baskı mı kurmaya çalışıyorsunuz. Beni susturmanın yollarını mı arıyorsunuz? Bana bu kadar konuşacağınıza, Bursa'lı üyeniz çıkıp özür dilesin. O zaman bu konu büyümez, dedim. Hendek halkının canı yanmış, ama Bursalı başkanınız genel başkanımız, şube başkanları ve üyelerimizle beraber Yaşar Coşkun'un yanındayız, diye mesaj atıyor ve yemek fotoğrafını paylaşıyor. Sen de dalga geçer gibi yemek yenmedi karpuz yendi, diyorsun dedim. En sonunda dayanamayarak kendisine Hendek'in acısı var. bu acıyı hissederek köşe yazımı yazdım. Hak hukuk adalet için yazmaya devam edeceğim. Sen ve senin gibi para baronlarının gücü beni susturmaya gücü yetmez, deyip telefonu yüzüne kapattım. 
Adama bak, hem suçlu, hem güçlü...
Yemek yememişler, karpuz kesmişler. Karpuz kesmekle hararet sönmez (yürek soğumaz) beyler!
NOT: Telefon görüşmesini 0553 136 .1 .4 nolu telefondan yaptım.