Milletvekili İnci'nin yanında ibrikçi danışman yok!
Milletvekili İnci'nin yanında ibrikçi danışman yok. Ali İnci'nin danışmanları ilçelerde dolaştıkça, birileri rahatsız oldu. Rahatsız olanlar konuşamadı, fakat onların yerine yandaşları konuşmaya başladı.
İBRİKÇİ DANIŞMANLAR
TBMM'de görev yapan milletvekilleri danışmanları, yaptıkları ya da yapmadıkları çalışmalarla haberlere konu oldu.
Milletvekili danışmanları ne iş yaparlar ?
Danışman deyince bugünkü TBMM görüntüsünde aklımıza ilk önce korumalık ve şoförlük geliyor!
Danışman deyince, aklımıza market-pazar ihtiyaçlarının yazdığı listeyle, alış veriş yapması geliyor!
Danışman deyince aklımıza, çocuk bakıcılığı geliyor!
Danışman deyince aklımıza, Ankara'da iş takipçiliği geliyor!
Danışman deyince aklımıza, abdest alırken ibrik ve havlu tutmak geliyor!
Maalesef yıllardır siyasette, koruma, şoför, iş takipçisi, ibrikçi ve havlucu danışman görüntüsü değişmedi!
Değiştirmeye çalışanlar olunca da medyanın önüne atıldı,tıpkı Ali İnci gibi...
Bir milletvekilinin yasama faaliyetlerinde yardımcı olmak üzere üç personel çalıştırma hakkı bulunmaktadır. Ali İnci de bu hakkını kullanarak, kendisine 3 danışman seçti.
Ali İnci milletvekilliği konusunda çok farklı davranarak, danışmanlarını yanında taşımıyor. Danışmanlarına korumalık ve şoförlük yaptırmıyor!
Peki Ali İnci'nin danışmanları ne iş yapıyor?
Milletvekili İnci danışmanlarını sahaya sürerek, ilçe ilçe dolaştırıyor!
İnci'nin danışmanları ilçelerin sorunlarını tek tek tespit edip, raporlar hazırlıyor!
Milletvekili Ali İnci de bu raporlarda yazan sorunların çözümü için Ankara'da çalışmalar başlatıyor!
Milletvekili İnci'nin yanında ibrikçi danışman yok!
Ali İnci'nin danışmanları ilçelerde dolaştıkça, birileri rahatsız oldu. Rahatsız olanlar konuşamadı, fakat onların yerine yandaşları konuşmaya başladı.
Sezar'ın hakkı Sezar'a!
Ali İnci'yi bu konuda tebrik etmek gerekirken, eleştirmek büyük haksızlık!
Yandaşlar konuşurken lafa, şehrin menfaatlerinden başlıyor!
Şehrine duyduğu sevgi ve şehrinin menfaatleri her şeyin önüne geçiyor, hatta kendi menfaatleri arka planda kalıyor.
Adı Güven olan bir gazetecide Sakarya'nın menfaatlerini öne sürerek, Milletvekili Ali İnci'ye danışmanları üzerinden fena yüklendi!
Güven isimli bu gazetecinin yazdıklarına inanıp, ona güvenelim mi?
Tam inanmak ve güvenmek isterken aklımıza Geyve Belediyesi ile arasındaki ticari ilişkiler geliyor!
Bu arkadaş, Geyve Belediyesinin düzenlediği Ayva Festivalinin organizatörlüğünü yaptı!
Murat Kaya ile onun yakınlığını bilmeyen yok!
Şimdi çıkmış ortaya Sakarya'nın menfaatlerini öne sürerek, danışmanlar üzerinden Milletvekili İnci'ye sallıyor!
Bırakın hikaye anlatmayı!
Sizin derdiniz Sakarya şehri değil, sizin asıl derdiniz altın yumurta yumurtlayan Geyve Belediyesi!
Siz, Geyve Belediyesini kaybetmekten korkuyorsunuz!
Murat Kaya'nın gazetecisi, Ali İnci ile yaptığı telefon görüşmesini anlatarak, toplum üzerindeki güvenini kaybediyor!
Bu saatten sonra bu arkadaşla kimse telefonda konuşmaz, çünkü ne konuşursanız, içinden işine yarayanları seçerek, haber konusu yapar!
Murat Kaya'nın tescilli gazetecisi, kendisinin yazdığı yazıya muhalif olan meslektaşlarına da, "Sosyal medyada, sanal kabadayılıkla- havlama arasında gidip gelenlerle, sipariş üzeri yazı yazanlara sesleniyorum." diye aklınca laf sokmuş.
Ben de kendisinin yazdığı yazıya karşılık olarak cevap niteliğinde küçük bir makale yazdım. Ben yazdıklarımın arkasındayım ve Murat Kaya'nın gazetecisinin kullandığı sanal kabadayılık, havlama gibi argo kelimelerinden hiç gocunmadım!
Kaldı ki taş ocakları ilgili yazdığım yazı yüzünden Ali İnci ile mahkeme aşamasındayım. Geçmişte de yazdığım yazılar yüzünden defalarca mahkemelik oldum. Ben bir gazeteci olarak gördüklerimi, düşündüklerimi bildiklerimi samimiyetle yazmaya çalışıyorum. Kimseye kin beslemeden doğruları yazıyorum.
Kötüye kötü, iyiye iyi deme cesaretimi hiç bir zaman kaybetmedim, kaybetmeyeceğim!
Ali İnci'nin haklı olduğu bir konuda, uğradığı haksızlığı yazdığım içinde bir gazeteci olarak vicdanen rahatım!
Kaldı ki benim Ali İnci ile hiç bir ticari alışverişim yok!
Ali İnci'nin kurmuş olduğu hiç bir derneğe ve hiç bir fan kulübede üye değilim!
Ben it havlamasını iyi tanırım. Son sözüm; Çakalların hükmü, kurt ayağa kalkıncaya kadardır!