Ben sporcunun zeki çevik ve aynı zamanda ahlaklı olanını severim...

TAKİP ET

Bu kardeşimizin kumaşı çok iyi. Futbolculuk geçmişi de kendisinin iyi futbolcu olduğunu gösteriyor. Bu hafta attığı 2 güzel gol ile kalitesini herkese gösterdi. Gökhan Demir hazır olarak gelmediği için, ilk maçlarda bir varlık gösteremedi. Her geçen gün açığını kapatarak ve oynadığı futbolun üzerine koyarak sahada mücadele edeceğine inanıyorum. Sadece ben değil, seyircilerde inanıyor…

MAÇIN ARDINDAN…

Maç öncesi Hendek Atatürk Stadında kurulan ses düzeninde milli duyguları yükselten marşlar ve müzikler çalındı.

Her iki takım futbolcuları sahaya, Hendekspor Yönetiminin hazırladığı, “Allah kahraman ordumuzu muzaffer kılsın” yazılı pankartla çıktı. Futbolcular ve Hakemler sahanın ortasında açılan Türk Bayrağının etrafında toplanarak İstiklal Marşını okudular. Barış Pınarı Harekatına destek amacıyla hazırlanan pankart seyircilerden alkış aldı. Hendekspor Yönetiminin bu duyarlı davranışı taraflı tarafsız herkesten takdir kazandı.

Hendekspor, hakemlere rağmen Vefaspor’dan bileğinin hakkıyla 3 puanı aldı!

Hakemler, gösterdikleri kötü yönetimle maçı adeta katlettiler!

Hendekspor lehine verilmeyen net penaltı, hakemlerin niyetlerini gösterdi.

Verilmeyen fauller, gösterilmeyen kartlar, yanlış kaldırılan bayraklar maçta gerginliğe sebep oldu. Yaşanan tartışmalar yüzünden maç zaman zaman durdu. Bir ara yaşanılan bir pozisyonda iki takımın hocası, yöneticileri ve yedek kulübesi sahanın içine girdi. Faul pozisyonunda Hakem Vefasporlu futbolcuya kırmızı kartını göstermedi.

Teknik Kadronun ve Yöneticilerin saha içine girmeleri çok yanlış. Vefasporun istediğini yapmaya ramak kala seyirci baskısı hakemin üzerinde etkili oldu.

Sami Hocanın Vefa maçında oyuna müdahaleleri ve oyuncuları kenardan motive etmesi iyiydi. Sami hocanın saha içine girerek, Vefalı Futbolcularla yakın temasa girmesi yanlıştı. Allah’tan korkulan olmadı ve Sami hoca işi sarı kartla kurtardı. Sami hoca sinirlerine hakim olmalıdır. Çünkü takımın sahada Sami hocaya ihtiyacı var.

Sinirlerine hakim olma deyince Yöneticilere de birkaç lafım olacak. Bazı Yöneticiler maç esnasında kendini kaybederek, sinirlerine yenilerek argo konuşmalar yapıyor. Şu ana kadar kötü bir şey yaşanmadı, fakat önlem alınmazsa yaşanabilir. Bu durumda Hendekspora zarar verir. Yöneticiler agresif davranışların aksine, tribünleri sakinleştirmelidir. Unutmamak gerekir ki iç saha maçlarımızı oynadığımız rakiplerle dış saha maçları oynayacağız!

Bazı futbolcu kardeşlerimiz kendilerini abartılı bir şekilde yere atmaktan vaz geçmelidir. Çünkü inandırıcı olmayan bu davranışlar yüzünden hakemler gerçek faulleri vermiyor. Bu yüzden Vefa maçında net penaltımız verilmedi!

Forvet Gökhan Demir’e birkaç lafım olacak…

Bu kardeşimizin kumaşı çok iyi. Futbolculuk geçmişi de kendisinin iyi futbolcu olduğunu gösteriyor. Bu hafta attığı 2 güzel gol ile kalitesini herkese gösterdi. Gökhan Demir hazır olarak gelmediği için, ilk maçlarda bir varlık gösteremedi. Her geçen gün açığını kapatarak ve oynadığı futbolun üzerine koyarak sahada mücadele edeceğine inanıyorum. Sadece ben değil, seyircilerde inanıyor…

Gökhan Demir’in Vefa maçında seyircilerle diyaloğa girmesi hoş olmadı!

Gökhan Demir,  maçın atmosferiyle seyirciden gelen tepkilere cevap verdi. Bir ara kendini kaybeden Gökhan Demir seyircilere dönerek, el kol hareketi yaparak maç sonu hepinizle görüşeceğim. Benim yerim belli, maçtan sonra tesislerde görüşürüz, diye meydan okudu!

Gökhan Demir üzerindeki maç stresinden ötürü bu davranışı yaptı!

Peki! Bu davranış doğru mu?

Bu davranış çok yanlış bir davranış!

Gökhan Demir’e Mustafa Kemal Atatürk’ün, “Ben sporcunun zeki çevik ve aynı zamanda ahlaklı olanını severim” sözünü hatırlatırım.

Bu sözü yönetici arkadaşlarda bir düşünsün!

Yetenek mi? Yoksa ahlak mı?

Kim olursa olsun, isterse dünyanın en yetenekli futbolcusu olsun, Hendekspor seyircisinden üstün olamaz!!!

Hendekspor Yönetiminin bu olayla ilgili gerekli disiplin cezasını vermesi gerekir!!!

Seyirciye gelince…

Seyirciler, ellerinde çekirdek Tiyatro seyreder gibi maç seyrediyor.

Bir gurup ateşli genç taraftar takımı ateşliyor. Bu ateşli taraftar gurubu takımı ayakta tutuyor. Çekirdek çıtlatanlar ise ara sıra ayağa kalkıp, hakeme ve rakip futbolculara küfür ediyor!

Bu tipler hızını alamayıp, kendi futbolcularına da sallıyorlar. Bu tip hareketler takıma zarar veriyor. Ne olursa olsun futbolcuların tribüne dönüp karşılık vermesi doğru değil. Çünkü sahada oynayan her futbolcu parasını alıyor. Maç sonrası soyunma odasındaki başkan Babaoğluyla yapılan pirim pazarlığını gördük. Para varsa başarı var! Türkiye’de Futbolun geldiği nokta bu…

Son sözüm medya mensuplarına dağıtılan sahaya giriş kartlarıyla ilgili…

Basın mensubu bir arkadaşımıza kart kalmadı deyip sahaya giriş kartı verilmedi. Bu arkadaşımız Basın kimliğini gösterdiği halde kart alamadı! Oysaki etrafımızda boynunda kartla dolaşan bir sürü insan vardı. Bu konuya dikkat edilmesi gerekir.