Başkan Sarı: Tarım yoksa, yemekte yok...

TAKİP ET

Sakarya Ticaret Borsası Başkanı Adem Sarı'yı işyerinde ziyaret ettik. Başkan Sarı ile Pandemi süreci ve STB Projelerini konuştuk. Biz sorduk, Başkan Sarı cevapladı.

ADEM SARI İLE PANDEMİ, LİSANSLI DEPOCULUK VE TARIM OKULLARI ÜZERİNE SOHBET…
Sakarya Ticaret Borsası Başkanı Adem Sarı’yı işyerinde ziyaret ettik. Başkan Sarı ile Pandemi süreci ve STB Projelerini konuştuk. Biz sorduk, Başkan Sarı cevapladı.
ORHAN TOPÇU: Pandemi sürecini ve yaşanan sıkıntılar konusunda Sakarya Ticaret Borsası’nın çalışmalarını değerlendirir misiniz?
ADEM SARI: Pandemi hayatımıza girdi. Bizim ve dünya insanının alışık olmadığı bir salgın hastalık hayatımıza girdi. Yüz yılda iki yüz yılda bir dünyayı etkileyen hastalıklar oluyor. Veba, Tifo salgınları ve İspanyol Gribi gibi salgınlar yaşandı. Salgın hastalıklar, dünya tarımını, dünya ekonomisini etkileyerek, dünya siyasetini kökten değiştirmiştir. Bugün de Koronavirüs Salgınıyla başımız dertte. Salgın hastalıklarla bilime, teknolojiye ve eğitime çok önem vererek başa çıkabiliriz. Dünya küçük bir köy oldu. Teknolojik gelişmeyle herkes istediği yere rahatça gidebiliyor. Bu yüzden bir ülkede salgın hastalık, diğer bir ülkeye rahatça ulaşabiliyor. Salgınlarla mücadele için ortak tedbirler alınmalıdır. Pandemi sürecinde STB olarak üzerimize düşeni fazlasıyla yaptığımıza inanıyoruz. İlk olarak Sakarya İl Sağlık Müdürlüğüne, salgın ile mücadelede kullanılmak üzere, rakam söylemeyeyim, fakat hatırı sayılır bir para yardımında bulunduk. Valilik kanalıyla vatandaşlarımıza hatırı sayılır düzeyde koli yardımı yaptık. Odalar ve Borsalar Birliği öncülüğünde, Pandemide zorluk yaşayan esnafımıza nefes kredileri kullandırttık. Ayrıca KGF’ den Borsa üyelerimize ucuz krediler sağladık. Bankalarla sorunlar yaşayan Borsa üyelerimiz için, bankaların genel müdürlükleriyle bire bir görüşmeler yaparak, yardımcı olduk.
ORHAN TOPÇU: STB Başkanı olarak Lisanslı Depoculuk Projesi üzerinde çok durdunuz. Lisanslı Depoculuk Projenizin bugünkü durumu ne?
ADEM SARI: Lisanslı Depoculuk Projemiz devam ediyor. Araya yerel seçimler girmeseydi, Lisanslı Depoculuk Projemiz bitmişti. Şimdi başka bir projemizi konuşuyor olacaktık. Lisanslı Depoculukla ilgili yer çalışmamız ve proje çalışmamız bitti. Lisanslı Depoculuk Projemiz için kazma vuruldu sayılır. Ruhsatımızı da bugün yarın belediyeden alacağız. İnşallah önümüzdeki mısır hasat döneminde Lisanslı Depo işletmesine başlayacağız.
ORHAN TOPÇU: Lisanslı Depoculuk, ürünlerdeki taban fiyatını arttıracak mı?
ADEM SARI: Lisanslı Depoculuk, gerçek çiftçinin yararına olacaktır. Ben gerçek çiftçinin korunmasını istiyorum. Gerçek çiftçi 1 yıl boyunca tarlasını ekecek, ürününü alacak ve üründen sağladığı gelirle ailesini geçindirecek. Lisanslı Depolar 2004 yılında Türkiye gündemine girdi. O yıllarda ben STB Yönetim Kurulu Üyesiydim. Girişimlerde bulunduk ve ilk olarak Sakarya’da yapılacaktı, fakat o dönemin borsa yönetimi ticaretimiz zarar görür düşüncesiyle geri durdu. Önceki yıllarda köylerimizde mısır, buğday ambarlarımız vardı. Çiftçi ürününü toplayıp, ihtiyacı olanı kadarını satıp, geri kalanı ambarında saklardı. Bugün ise köylerin boşalması yüzünden ürün, tarlada satılıyor. Tarlada satılan ürün yüzünden ürün taban fiyatları düşüyor. Lisanslı Depoculuk ile çiftçinin ürününü tarlada satışının önüne geçecektir. Ben 2004 yılında ABD gezisi sırasında Lisanslı Depoların çiftçi için ne kadar önemli olduğunu gözlerimle gördüm. Çiftçi topladığı ürünü Lisanslı Depoya teslim ediyor. Çiftçinin topladığı ürün bozulmadan, değer kaybetmeden, alıcı buluyor. Bu işlemler tamamen devlet kontrolünde oluyor.
ORHAN TOPÇU: Yapılacak olan lisanslı depoların kapasitesi kaç ton olacak?
ADEM SARI: Başlangıçta 50 bin ton olarak düşündük, fakat bizim elimizde olmayan nedenlerden dolayı çalışmalarımız gecikti ve bu yüzden 25 bin ton kapasite ile başlayacağız ve ilk mısır hasadına yetiştireceğiz. İleriki yıllarda fındık içinde lisanslı depo çalışması düşünüyoruz.
ORHAN TOPÇU: Lisanslı Depoculuk, çiftçiye ekonomik açıdan neler kazandıracak?
ADEM SARI: Lisanslı depoculuğun önemini size bir örnekle açıklayayım. Tarlasında mısır üreten gerçek çiftçi, ürününü tarladan toplayıp, lisanslı depoya teslim ederek, teslim evrakını alıyor. Üreticinin tarlasından lisanslı depoya teslim ettiği ürünün nakliyesini devlet karşılıyor. Lisanslı depoya teslim edilen ürünün kalite analizi laboratuvarda yapılıyor. Ürünün analiz masrafını da devlet ödüyor. Üretici paraya sıkıştığında lisanslı depoya teslim ettiği ürünün %75’i karşılığında Ziraat Bankası üzerinden faizsiz 9 ay para kullanıyor.  Üretici ürününü satmak zorunda kalmıyor. Ürününü erken elden çıkarmayınca ürünün hasat dönemindeki fiyatı artıyor. Depoda ürününü saklayan üretici ürünün fiyatı yukarı çıkınca, ürününü paraya çeviriyor. Lisanslı depoculuk çiftçiyi fiyat dalgalanmalarından koruyarak, zarar etmesinin önüne geçiyor.
ORHAN TOPÇU: Sakarya Ticaret Borsası olarak yaptığınız ya da yapmayı düşündüğünüz eğitim projeleri nelerdir?
ADEM SARI: Sakarya Ticaret Borsası olarak sosyal ve eğitim projelerinde sorumluluk aldık. Dernekkırı bölgesinde Milli Eğitime ait bir arazide bulunan Sakarya Ticaret Borsası Otizmli Çocuklar Okuluna yardımlarımız devam ediyor. Bu okulun ihtiyaçlarına cevap veriyoruz. Hatta okulla ilgili sosyal çalışmalar için ek bir bina yapmayı düşünüyoruz. Ayrıca benim yapmayı çok istediğim Tarım Okulları Projesi var. Projemizin adı Tarım X0. Ucu açık bir proje. Yeniliklere açık bir proje. Tarım okulumuzda özgün çalışmalar olacak. Uygulamalı derslerle öğrenciler toprağı, havayı, rüzgarı, çiçeği, böceği tanıyacak. Okul yatılı olacak. İlköğretim çağından üniversite çağına kadar eğitim düşünülüyor. Çocuklar üniversite okumak istediğinde gidebilecekler. Bu proje dev bir proje. Devlet desteği ve uluslararası fon desteklerinden faydalanılarak yapılabilecek bir okul projesi. Okul projemiz uzun vadeli bir proje.
ORHAN TOPÇU: Tarım Okulunda hangi dersler verilecek?
ADEM SARI: Tarım ile ilgili derslerin yanında, Fen, Matematik, Türkçe, Edebiyat gibi temel eğitim dersleri verilecek. Ayrıca yabancı dil dersleri olacak. Yeteneğe dayalı, müzik, resim ve güzel sanatlar dersleri olacak. Çocukların yeteneklerine göre spor dersleri olacak. Tarım Okulunda yetişen öğrenciler her şeyden önce sorgulamayı öğrenecekler. Okulda çiftçiliği öğrenen gençlerimiz köylerine dönüp, tarlalarında bilim ve tekniğe dayalı tarım yapacaklar. Avrupa’da çiftçi sınıfı saygın bir sınıf. Her ne kadar ülkemizde çiftçiye, köylüye gereken saygı gösterilmese de Avrupa’da gösteriliyor. Tarım Okullarında yetişen öğrenciler, bilimin ışığında teknik bilgilerle tarım yaparak, ürün kalitesini ve rekoltesini arttıracaktır.
ORHAN TOPÇU: Hisseli tarlalar, tarımın gelişmesine engel oluyor mu? Bu konuyla ilgili nasıl bir çalışma yapılmalıdır?
ADEM SARI: Hisseli tarlalar konusu bulunduğumuz bölgede de başlı başına bir sorun. Aile büyükleri sağ iken, köylerdeki tarlalar ekilip biçiliyordu. Çocuklar her ne kadar şehre göçüp fabrikalarda, devlet kurumlarında çalışsa da tarlalara bir şekilde bakılıyordu. Aile büyüğü ölünce, tarlalar çocuklar arasında bölündü. Tarlalar bölününce gelir düştü ve tarlalara bakım yapılmadı. Bu durum en çok gerçek çiftçileri etkiledi. Devlet gerçek çiftçiyi koruyup kollamalıdır. Çiftçiye alan bazlı değil, üretim ve kalite bazlı destek verilmelidir. İşte o zaman gerçek çiftçinin kimliği ortaya çıkar. Adamın yüzlerce dönüm arazisi var. Ekmeden biçmeden alan bazlı destek alarak, üretim yapmıyor. Elinde az arazi olan çiftçi ise ekip biçiyor ve üretiyor. Fakat devletten arazisi az olduğu için az destek alıyor. Özellikle Doğu bölgelerimizde tarım arazileri boş olarak duruyor ve devlet bu arazi sahiplerine alan bazlı destek parası veriyor. Bu şekilde gerçek çiftçiye haksızlık yapılıyor. Gerçek Çiftçiye üretimi arttırsın diye destek verilirse, köylerimiz gelişir, köylerde yaşam cazip hale gelir. Gerçek Çiftçiyi koruyamazsak, tarım ürünlerinde ithalat artar. Tarımda dışa bağımlı hale geliriz. Bugün birçok tarım ürününü ithal ediyoruz. Hatta hayvan bile ithal ediyoruz.
ORHAN TOPÇU: Yurt dışı gezilerinizde dikkatinizi çeken bir şey oldu mu?
ADEM SARI: Sakarya’dan bir heyetle Hollanda gezimiz oldu. Hollanda’da bir çiftliği gezerken, çiftliğin girişindeki bir yazı çok dikkatimi çekti. Rehberimiz yazıyı tercüme edince, Hollanda’nın tarıma verdiği önemi anladım. Çiftliğin girişinde tarım yoksa, yemekte yok, yazıyor. Hollandalı Çiftçi tarım felsefesini çok basit bir şekilde çiftliğin girişine yazmış. Tarım olmadan, insanın karnı doymadan hiçbir şey olmaz. Aslında insanın beyni midesidir. Aç olduğu zaman insanın beyni çalışmıyor.
Başkan Adem Sarı ile yaptığımız sohbetin sonunda bilimsel çalışmaların tarıma etkilerini konuştuk. Konuşmamız sırasında Erdal İnönü’nün “Bilimsel devrim ve stratejik önemi” isimli kitabın ismini vererek, bu kitabı mutlaka okumamızı tavsiye etti. Başkan Sarı’dan Erdal İnönü’nün kitabını bekliyorum. İlk fırsatta okuyacağım bu kitabı.

 
 

sakarya ticaret borsası adem sarı tarım sakarya tarımı hendek tarımı lisanslı depoculuk pandemi koronavirüs pandemi tedbirleri otizim